Yaşam

63 gün boyunca deprem bölgesinde hayatını anlatan Fulya Öztürk içini ateş gibi yakacak!

Fulya Öztürk, Kanal D ekranlarında Hakan Ural ve Parıltı Tuğba Namlı’nın sunduğu “Yaşayan Yaşıyor” programına konuk oldu. Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından afet bölgesinden ayrılmayan CNN TÜRK Özel Haber Şefi Fulya Öztürk, 63 gün boyunca yaşadıklarını anlattı. Öztürk’ün sözleri herkesi ağlattı.

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023’te meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 11 ilde yıkıma neden oldu. Yaşanan şiddetli depremlerin ardından bilanço günden güne ağırlaştı.

Neredeyse tüm Türkiye’yi boğan büyük felaketlerin ardından milyonlar seferber oldu. Kimi arama kurtarma ekiplerine takviye yaptı, kimi bölge halkının ihtiyaçlarına koştu…

Onbinlerce kişinin hayatını kaybettiği sarsıntıların ardından bölgeden bir an olsun ayrılmayan isimlerden biri de CNN TÜRK Özel Haber Şefi Fulya Öztürk oldu.

Afetlerin başladığı ilk günden bu yana binlerce acıya tanık olan Öztürk, onlarca mucize haberi canlı yayında bizlere aktardı.

Öztürk, Kanal D ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor Ali” programında başından geçenleri anlattı.

Depremi öğrendiği ilk anları anlatan Öztürk’ün açıklamaları adeta içimizi acıttı.

Öztürk, “6 Şubat günü saat 4:17’de deprem oldu ve 4:21’de telefonum çaldı. Hatay’dan çok sevdiğim kardeşim aradı. “Mahvolduk, annelerinizi arayın Fulya, Adana’yı arayın” dedi bağırarak. Yataktan fırladım, bembeyaz oldum. İstanbul Havalimanı kapalıydı, pistler kar altındaydı ve oraya nasıl gideceğimizi bilmiyorduk.

Ünlü haberci, “Hala o acının ağırlığı bende, eski sevincim yok. Orada ağlamadım… Kendimi hep halkın içinde tuttum, güçlü görünelim dedim. Başka bir ülke olmadığını unutmamalıyız. Yiyecek ve malzemeye de ihtiyaçları var. İnsanlar konuşmak ve sohbet etmek istiyor. En çok ihtiyaç duydukları şey bu.” Sözleri izleyenleri ağlattı.

Fulya Öztürk hem duygulu anlar yaşadı hem de deprem bölgesinde gördüklerini şöyle anlattı:

“Başka basın mensupları da vardı. Onlara “Acaba ne oldu, iyiler mi?” diye sorun. Söyledim. Enkazdan bir bebek çıkardılar, babası koşarak yanıma geldi. “Beni hastaneye götür.” söz konusu. ‘Yolu bilmiyorum, ambulans yok, bizim arabaya gelin.’ Söyledim. Bebeği aldık, babasının kollarında neredeyse ölüyordu. Hayatımda hiç bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. O an ambulans olmak istedim, doktor olmak istedim.”

Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da tarifi olmayan acılara tanık olan Öztürk’ün şu sözleri boğazımızı düğümledi: “Ceset kokusuyla umut kokusunun birbirine karıştığı bir yerdi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu