Haber

Dokuz Eylül depremi araştırmaları karada ve denizde hızlandı. Tsunami risk analizi yapılıyor

İZMİR (İGFA) –Deprem araştırmaları alanında Türkiye’nin önde gelen bilim kurumlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Türkiye’yi kasıp kavuran Kahramanmaraş merkezli depremin ardından, son teknolojiye sahip laboratuvar ve ekipmanlarıyla deprem araştırmalarını genişletti.

2023 yılında bilimsel yöntemler ışığında depremlerle ilgili kapsamlı raporlar yayınlayan DEÜ, 2024 yılında da karada ve denizde farklı disiplinlerdeki deprem araştırmalarına devam edecek. Türkiye’nin deprem kuşağında bir ülke olduğuna dikkat çeken Dokuz, Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Ülkemiz geçmişte depremlerden dolayı büyük acılar yaşadı. Türkiye depremi bilen ve onunla yaşayan bir ülke. Deprem kaçınılmaz olduğunda yapılacak en mantıklı şey bilimin rehberliğinde önlem almaktır. Kurum olarak bu kadar büyük acıların bir daha yaşanmaması için devletimizin sunduğu tüm imkanları seferber ediyor ve bu amaçla çalışıyoruz. “DEÜ ailesi olarak bu afet ve kayıpların bir daha yaşanmaması için deprem araştırmalarımıza öncelik veriyor, bilimsel veriler üretiyor ve yeni projeler geliştiriyoruz.”

DEPREM ERKEN UYARI SİSTEMİ GELİŞTİRİLDİ

DEÜ Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DAUM) Müdür Yardımcısı Doç. Depremle ilgili çalışmaların temelinde tedbir ve hazırlık düşüncesinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ökmen Sümer, “Bu düşünceden yola çıkarak Üniversitemiz, Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında; “İzmir için Deprem Erken Uyarı Sistemi’ni (DEUSİS) kendi öz kaynaklarıyla geliştirdi” dedi. Projenin amacından bahseden Sümer, şöyle konuştu: “İzmir iline deprem erken uyarı sistemi kurmak istedik ve bunu da başardık. DEUSIS sayesinde büyük yer hareketleri 5-60 saniye önceden tespit edilebilmektedir. Deprem erken uyarı sistemleri temel olarak deprem tahmini yapmaz ancak deprem meydana geldikten sonra kaydedilen ön titreşimlerin analizi yardımıyla depremin büyüklüğü ve odağı hakkında daha doğru tespitler yapar. Böylece DEUSIS sayesinde büyük yer hareketleri öncesinde şehirlerin ve büyük sanayi tesislerinin güvenliği için çeşitli önlemler alınabilecek, deprem sırasında oluşabilecek can ve mal kayıplarının azaltılması amaçlanıyor.” dedi.

TSUNAMİ RİSK ANALİZİ YAPILIYOR

Doç. 30 Ekim 2020’de yaşanan Samos Depremi’nin ardından yaşanan sel ve tsunami olaylarının ‘İzmir Körfezi Tsunami Risk Analizi Projesi’ne ilham verdiğini belirten Prof. Dr. Sümer, şu bilgileri paylaştı: “Üniversitemizin öz kaynaklarıyla geliştirdiğimiz projemiz, İzmir Körfezi kaynaklı fayların tsunami potansiyelinin araştırılmasına, maksimum darbelere bağlı dalga yüksekliklerinin belirlenmesine katkı sağlıyor. üretebilirler ve tsunami dalgalarının Körfez kıyı şeridindeki koylar üzerindeki etkisi.”

Doç. Projenin İzmir için İl Afet Riskini Azaltma Planı (IRAP) kapsamında Tsunami Eylem Planı açısından çok değerli bilgiler sağlayacağını belirten Prof. Dr. Sümer, bu projeden elde edilen bilgilerle İzmir İç-Dış Körfezi’nin deprem kaynaklı tsunamiden etkilenecek taşkın haritaları ve senaryolarının oluşturulabileceğini söyledi.

sebinkarahisarhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu